Her kim Müslümanların işlerini ilgilendiren bir meselede yönetici tayin ederken adam kayırma yoluna giderse, Allah’ın lâneti onun üzerine olur. Cehenneme atana kadar ne nafile ne de farz namazını kabul eder ve her kim Allah’ın korunmasını emrettiği sınırları birine emanet eder ve emanet ettiği kişi onu haksız yere çiğnerse Allah’ın laneti üzerine olur’. Rivayet edilen diğer bir kavil ile Allah’ın himayesinden kopmuş olur.’ buyurmuştur.” (Müsned, Ahmed bin Hanbel, 1/5 h.no 21)
2 Kasım 2002 de Ak Parti iktidar olunca Türkiye ötekileşen tüm insanlarda büyük bir umut oldu. Çünkü devletle kavgalı insanlar devletin başına geçmişti. Bu umut 2007 Cumhurbaşkanlığı krizinde en üst seviyeye yükselmişti. Raydan çıkmış olan adalet tekrar yerine oturulacaktı. Hak ve hakkaniyet anlamında hiçbir yurttaş olumsuz anlamda etkilenmeyecekti. Toplumsal barış oluşacaktı. İnsanlar arasında güven ortamı oluşacaktı. Sözün özü adaletsizliği ortadan kaldıracaklardı. Peki bunlar oluştu mu? İnsanlarda o büyük umut kaldı mı? Ya da insanlar yaşamında mutlu mu? Buna benzer soruların cevabı büyük bir hayırdır. Çünkü insanlar nezdinde adalet duygusu eskisine göre daha da zedelenmişse ne kadar hizmet getirsen de o umut geri gelmiyor.
İktidar olmadan önce YÖK’ün iki noktasını sileceğiz diyen anlayış iktidarıyla birlikte bırakın YÖK’ü yok etmeyi, daha da sahiplenip kendi kadroların kurma anlayışına geçiverdiler. Benden olmayanları dışladılar. Tıpkı bir zamanlar kendileri de dışlandığı gibi. Türkiye de ezelden beli büyük sorun olan eğitim sistemi ne yazık ki halen büyük bir muamma. Sekiz yıllık eğitimi getirdiler. Amaç neydi? İmam hatiplerin önünü kapatmaktı. Şimdi de 4+4+4 sistemini getirdiler. Amaç neydi? İmam hatiplerin önünü açmaktı. Her iki eğitim sistemi özelde aynı şey ve ideolojik sanrılardan ibaret. Allah rızası için kimse çocuklarımızın geleceği için en güzel eğim sistemi nedir diye bırakın araştırmayı,sorgulamayı bile yapmadılar.
Bu yazım da, başlıktan ve yukarıdaki Hadis-i Şeriften de anlaşılacağı gibi ilitimasa ya da halk arasında bilinen ismiyle torpile değinmektir.’’ Türkiye de torpil yoktur’’ diyebilir miyiz. Ne yazık ki diyemeyiz. Madem bu durum aşilamıyor en azından eğitim kurumlarında bu durumu aşalım. Geleceğimiz olan çocuklar heba olmasın. Son zamanlarda yapılan yönetici atamaları ne kadar etik kurallara uygun ya da ne kadar vicdana uygun. Hemen kanunlara uygun hareket edildi denilecek. Ama tamamen kanunlara kılıf uydurularak isteğinizi atayabildiğiniz, dışarıdan bakıldığında çok iyi anlaşılıyor. Bizden olanlara yüksek puan, bizden olmayanlara düşük puan anlayışıyla hareket edildi. Bu hangi ahlaki değerlere sığar. Torpilin başta İslam olmak üzere hiçbir din inançında yeri olmadığını, dindar kesimi herkesten daha iyi bilir. İyi bilenen bu durumu ,doğrusuyla yaşamayıp Allahın lanetini niye üzerinize alıyorsunuz? Şunu biliniz ki dört halife döneminde gayri müslim vali vardı. Ve o dönemde Allahın lanetini üzerine almamak için Allahın kanunlarına uyuldu. İşi, ehli olan insanlara verilmişti.
Bu ve buna benzer konularda eleştiri alındığında; 28 Şubat mağduriyetini soslayarak cevap vermeleride artık mide bulandırmaya başladı. Torpil yapıyorsunuz. Hak kaybına neden oluyorsunuz. "Bizde zamanında mağdur edildik’’ demeyin. Şu anda siz mağdur ediyorsunuz. Farkında değilmisiniz. Eğitim sisteminde liyakat ehli insanların iş başına gelmemelerinde kaynaklanan sorunlar çığ gibi oldu. Bu durumdan en çok çoçuklarımız etkilenecek. İdeoloji uğruna çoçuklarımız kurban ediliyor. Ve bunun vebali sizin üzerinizde olacaktır.
‘’Torpil, adam kayırma hayra değil şerre ve fitneye yol açar. Zira temelinde haksızlık vardır. Böylesi bir hareket, sosyal dayanışmayı, insanlar arasındaki güven duygusunu yok ederek zulüm ve adaletsizliğin artmasına sebep olur.’’ gibi cümleleri uzun uzun değinmek istemiyorum. Doğruda uyarmak istiyorum. Yaptığız Allah katında yeri yoktur. Allahın laneti üzerinizde olacaktır. Kul hakkına giriyorsunuz. Kul hakkı affedilmeyecek günahlardandır. Olurda mahşer alanında sizlere: "kimse sizi uyarmadı mı?’’ dediklerinde, öne atılıp "bu yazımla uyardım" diye seslenecem.
Başlangıç paragraftaki gibi birçok hadis-i şerifte torpile değinmiştir. İnşaallah bu haksız durum başta eğitim sisteminde olmak üzere ülkemizin tüm kurumlarında yok olur. İşi, ehli olan kişilere verilerek insanlarımız refaha kavuşulur umudumu yitirmek istemiyorum.
Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
-“Şüphesiz Hz. Allah, idare mevkiinde bulunan herkesten hesap soracaktır. İdaresi altındakilerin haklarını gözetip gözetmediğini, yoksa zayi mi ettiğini muhasebe edecektir. Hatta kişiyi evi halkı hakkında muhasebe ve gerekirse muaheze edecektir.”
-“Her yetki sahibi idaresi altında bulunan insanların yönetiminden kıyamet gününden Allah'a karşı sorumludur.”