Okul kantinleri + Temizlik + Güvenlik

Okul kantinlerini kim denetliyor?

Geçen gün ana sınıfları üzerinde bir yazı yazmıştım. 
Bugünkü yazım da kantinler üzerine olacak.
Birçok okulu dolaşıp kantinlerine bakıyorum da, ilginç şeylerle karşılaşıyorum. Şaşırıyorum.

Bu kantinleri kim denetliyor?
Nasıl denetliyor? diye düşünmeden de edemiyorum.
Mesela bir okulun kantinindeki tost fiyatı ile başka bir kantinin tost fiyatı arasında tamı tamına yüzde 100 fark olduğunu gördüm.
Bir okulda 1 TL’ye aldığınız tost, diğer okulun kantinindeki tostun iki katı olan 2 TL’ye satılıyor. 
2 TL’ye satan kantinin içindeki malzeme mi kaliteli?
Sucuğumu kaliteli?
Ekmeği mi kaliteli?
Elektriği mi kaliteli? diye düşünmeden de edemiyorum insan…
Yoksa 1 TL’ye satılan kantinin ekmeği, sucuğu, kaşarı, elektriği daha mı kalitesiz.
Serbest piyasa ekonomisi mi uygulanıyor!
Kantinlerin ismini versem hemen kendilerine çeki düzen vereceklerdir.
Fakat kantinlerin belirli bir standartta hizmet vermesi gerektiğine inanıyorum.
Bunun yanı sıra,
Hani okullarda şeker filan yasaktı.
Yaaa.
Biz yazınca mı bunlar akıllara geliyor.
Şöyle bir gözlemlediğim olayı anlatayım.
Sabahın köründe kalkıyorsunuz. Kantinci amcaya para veriyorsunuz. Bir şey istiyorsunuz. Kantinci amca zaten zor bela kalkmış yataktan. Bir de çocuk derdi mi çekecek. 
“Amca” diyor öğrenci. 
1 TL vermiştim. Bana paramın üstünü vermedim. Yanında büyük olan birini görünce 
“aaa kusura bakma unutmuşum!” diyerek olayı geçiştirmeye çalışıyor.
Yanından ayrıldım kantincinin.
Kulağım kantinci amca ile öğrencide…
Başka bir çocuk geliyor: “Amca bana şunu, bunu ver” diyor.
Kantinci amcanın yanında olması gereken bozuk parası yok. O zaman arta kalan para ile “şu şekeri alın” diyor.
Yani anlayacağınız kantinci amcaların bazıları ucuz şekerleri para üstü niyetine öğrencilere veriyor. 
Para yerine o çocukların para üstünü vereceklerine, onlara ucuzundan şeker filan veriliyor. 
Ucuz şeker zaten zararlı, birde para üstü yerine şeker verilmesi obeziteye neden olacağından daha da zararlı.
Oldu mu yani kantinci amca!
Kardeşim, bozuk para bulundurmak senin görevin. Bulacaksın. Öğrencinin cebindeki paraya göz dikmeyeceksin.
Okulun idaresi de bunları denetlemeli. Fakat denetim mercii yatmış olsa gerek, bunların farkında olmadığından maalesef bu işler de böyle yürüyüp gidiyor.
(Veliler de çocuklarına harçlık verdiklerini, çocuklarının kantinin güzel gıdalarla beslendiğini sanıyor)

GELELİM BAZI OKULLARIN TEMİZLİK KONUSUNA

Okulların temizliğinin dört dörtlük olduğunu kimse iddia edemez. Bazı okulları hala kirli, tozlu, pis gözüküyor. Ayrıca okullarda bulunan öğrencilere de çöplerin toplatılması, onlara sınıfların temizletilmesi de cabası…
Bununla ilgili görüntüler elimizde mevcut. 
Birçok okul öğrencisi de sınıflarını kendilerinin temizlediğini, sınıflarında bulunan çöpleri attıklarını söylüyor. 
Bunlar maalesef bilinen gerçekler. 
TYÇP (Toplum Yararına Çalışma Programı) kapsamında çalışanların işlerini layıkıyla yerine getirmeleri gerektiğine inanıyorum. 
Bir de okulların birçoğunda güvenlik zafiyetinden de bahsetmeden bitiremeyeceğim.
Okullara girildiğinde kapıda görevlilerin bulunması gerekirken, canları sıkılan güvenlik personelinin zaman zaman çay içerek zaman geçirdiklerini görüyor, okula giren çıkandan haberlerinin olmadığına şahit olabiliyoruz. Herhangi bir okula gidelim, bakın bakalım “kimse size nereye gideceksiniz” diye soracak mı? Bunu merak ediyorum.
Bizler zaman zaman okullara gittiğimizde bunun eksikliğini gördüğümüz için söylüyoruz.
Bugün belki bir şey olmaz.
Peki ya yarın!
Dikkat edilirse Amerika’da manyağın biri eline silah alarak arkadaşlarına gelip caka sattıktan sonra silahını ateşleyebiliyor. Öğrencileri öldürebiliyor.
Bugün olmazsa yarının garantisini kim verecek?
Öğrencilerin, hele bir de sıkıntılı öğrencilerin takibi konusunda, rehberlik öğretmenlerine, okul idaresine, sınıf öğretmenine, veliye çok büyük görevler düşüyor. 
Umarım bu yazdıklarımdan dolayı ben yanılırım.
Ama maalesef gerçekler bu. 
Kimse inkar edemez.
Etmeye kalkışsa dahi birlikte okulları şöyle bir dolaşabiliriz!