Çok yetkili bir Cumhurbaşkanının olmasını isterim (III)

Çözüm süreci Kürt halkına, bölgeye ve Türkiye’ye ne katıyor?

Siyasi açıdan bakacak olursak 30 Mart’ta yapılan yerel seçimleri gösterebilirim. Oy kullanmaya başladığım günden beri Batman’da ilk defa böylesine şeffaf ve kimsenin renginin belli olmadığı bir seçmen ve seçim gördüm. Bu seçimlerde gördüğüm şu oldu: Daha önceki seçimler gibi vatandaşlar kendisini hiçbir baskı altında hissetmeden özgür iradesi ile sandık başında kendini yönetmesini istediği kişiye oyunu verdi. Ekonomik açıdan bakacak olursak, bölgemize ciddi anlamda yatırımcı çekmek için oluşturulmuş teşvikler bulunuyor. KDV indirimi gibi, gümrük vergisinden muafiyet gibi, SGK priminin alınmaması gibi çoğaltılabilecek destekler bulunuyor. Bu destekler verilirken de yatırımcının yanında yer alınıyor. 

17 Aralık operasyonu hakkında ne düşünüyorsunuz?

17 Aralık’ta yapılan operasyona baktığımız zaman Halk Bankası’nın Genel Müdürü, inşaat alanının önde gelen ismi, yabancı uyruklu bir iş adamı ve bakan çocuklarının bir arada bulunması tamamen yanlış olan bir durumdu. Birçok farklı olayın aynı çatı altında birleştirilmesi bu ülkeye vurulmak istenen bir darbeydi. Rüşvet ve yolsuzluk yapılmış olabilir; ancak daha farklı yollardan bu olay halledilebilecekken, hükümete yapılmak istenen darbe sonucunda ortaya böyle bir durum çıktı. Operasyondan sonra baktık ki faizler yükseliyor, Euro ve Dolar’ın Türk parası karşısındaki değeri arttıkça arttı. Yıllardan bu yana dövizi takip etmeyi bırakmışken yapılan operasyonla ekonomi allak bullak edildi.
 
Hükümet, 17 Aralık operasyonunu paralel devlet yaptı diyor. Sizce bu olanları kim yaptı?
Aslında yapılan operasyon tamamen hükümete zarar vermek için yapıldı. Bunu yapan hükümetin içindeki bazı güçler veya dış güçler kim olursa olsun siyasette rant elde etmek için kim ya da kimler yaptıysa vatan hainidir. Bu ülkeye ve insanlara yapılan en büyük haksızlıktır. Bir gün içinde dövizler ve banka faizleri yükselince binlerce insan zor durumda kaldı. Ekonomideki bu durum biraz daha ilerlemiş olsaydı Batman’daki birçok iş adamı neredeyse iflas edebilirdi. 

Hükümetin yerel seçimlerden 1. parti olarak çıkmasını nasıl yorumluyorsunuz? 

Halkın büyük çoğunluğunun Başbakana olan sevgisini bir yana bırakalım. Türkiye’nin son 12 yıldan bu yana yapmış olduğu ataklar, ciddi anlamda ekonomik anlamda büyümesi, insanların yaşam standartlarının yükselmesi, yatırıma ve üretime yönelik önemli teşviklerin verilmesi sonucu ile insanlarımız geriye gitmek istemiyor. Ekonomimiz gün geçtikçe iyiye doğru gidiyor. İnsanlar bu hükümet ile kendilerini güvende hissediyor. AK Partili olmasa da ekonomideki istikrarın sürmesi için siyasi görüşünü bir kenara bırakıp mevcut hükümete oy veriyorlar.

30 Mart Yerel Seçimlerinde Batman’da yarışan BDP ve AK Parti’nin 

oylarında ciddi bir düşüş gerçekleşti, bu düşüşleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özellikle belli bir yerde siyaset yapan bir parti birkaç seçimden sonra ciddi oranda yıpranmaktadır; onun için bu seçimlerde BDP’nin çok başarılı bir seçim çıkardığına inanıyorum. Siyasi partilerin dışında, partilerin belediye başkanı olarak gösterdiği adayların da çok önemli olduğunu gördük. BDP’nin bölgede ve ilimizde sabit bir oy kitlesi zaten bulunuyor. AK Parti’nin de, daha doğrusu Başbakan’ın da ilimizde sabit bir oyu var. Ancak her iki partinin de göstermiş olduğu Belediye Başkan Adayları arasındaki farkı vatandaş gördü ve oyunu bu doğrultuda kullandı. Bana göre ilimizdeki seçmenlerin yaklaşık yüzde 30’u adaylar üzerinden hareketle oy kullanıyor. Bu yüzde 30’luk seçmenlerin arasında siyasi kırgınlıkları olanlar, kararsız olanlar bulunuyor. Bunların oy vermedeki tarafını adayla belirliyor. Geriye kalan seçmenler ise ideoloji üzerinden siyasi partilere oy veriyor. Ancak 2009 yerel seçimlerine baktığımızda Ziver Özdemir’in adaylığı döneminde bugünkü ortam bulunsaydı BDP ve AK Parti arasında bu kadar büyük bir oy farkı olmayacaktı diye düşünüyorum. O çatışmalı dönemde AK Parti yüzde 37 alırken, barış sürecinin hakim olduğu 2014 yerel seçimlerinde oy oranının ciddi oranda düşmesinin nedeni hem başkanlık için gösterilen aday, hem de AK Parti il yönetiminin başarısızlığı olarak görüyorum. 

Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi için neler söylemek istersiniz?

Halkın iradesi ne diyorsa buna saygı gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Şahsen çok yetkili bir Cumhurbaşkanının olmasını isterim. Ülkenin geleceği açısından yetkileri arttırılmış bir Cumhurbaşkanı olması gerektiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı hükümetin, siyasi partilerin ya da bakanlar kurulu tarafından önüne gelen yasalara itiraz edemiyorsa kukla gibi Köşkte durmasının bir anlamı olmuyor. Cumhurbaşkanı, tarafsız ve ilkeli olmalı, ülkenin menfaatlerini halkın tüm kesimlerini kapsayacak şekilde düşünmesi gerekiyor. Din, dil, ırk ve mezhep farkı gözetmeksizin herkesimin menfaatlerini düşünüp bu yönde karar vermesi lazım. Başbakan’ın, Abdullah Gül’den daha iyi bir Cumhurbaşkanı olacağını düşünüyorum. 

Başbakan kendisine oy veren yüzde 50’lik halkın dışında, 
diğer yüzde 50’lik halk kitlesini de kucaklayabilecek mi?

Başbakan, Cumhurbaşkanı olduğunda eğer yüzde 50’lik kısma takılı kalırsa kimse için bir anlam ifade etmeyecektir. Cumhurbaşkanı olacak olan kişinin halkın tüm kesimlerini sahiplenip kucaklaması gerekir. Yapılacak olan bütün eleştirilere açık olmalı ve kimseye karşı kin duymamalıdır. Başbakan’ın yerel seçimlerde ülke genelinde yüzde 45 oranında oy aldıktan sonra bazı sert söylemlerde bulunmasını da açıkçası doğru bulmuyorum. Ülkeye zarar vermek isteyen insanlardan hesap sorulmasına karşı değilim ve devlet içindeki yapılanmalarının temizlenmesine karşı değilim. SON