Lütfen bekleyin..

Ferit TUNÇ

‘Memleket isterim’

13 Eylül 2015, 16:20 - Okunma: 3733

Ferit Tunç’un bugünkü röportajı Gazeteci Mansut Obut ile… futbol hakemliği de yapan GAP Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mansut Obut’u en çok etkileyen şiir ile sizlere merhaba demek istedik. Röportajında Obut: “Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘Memleket İsterim’ şiirini her okuduğumda o şiirin içinde verilen mesajlara ne kadar anlamlı olduğunu ve hasret duyduğumu anlıyorum. 

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun

20 Sen 1 Ben röportaj serimiz tüm hızıyla yoluna devam ediyor. İlk hafta Batmanlı avukatlarımızı konuk ettiğimiz, ikinci hafta da ise STK başkanlarına ağırlık verdiğimiz röportaj serimize bu hafta Gazeteci meslektaşlarımla devam ediyoruz. 20 Sen 1 Ben'de bu haftanın ilk konuğu Batmanlıların yakından tanıdığı isim Gazeteci Mansur Obut...

 

Kendinizi tanıtır mısınız?

1970 Batman doğumluyum. Endüstri Meslek Lisesi Mezunuyum. Uzun yıllar futbol oynadım, futbol hakemliği yaptım.  Ticaretle uğraştım. Şu an Medya ve Organizasyon işleriyle iştigal etmekteyim. Evliyim ve 3 Oğlum var. 

 

Sizi tanımlayan duygu nedir?

Sevecen, Sürekli Pozitif düşünen ve insanlara çabuk kaynaşma.

 

İnsan ilişkilerinde en çok sevdiğiniz ve sevmediğiniz yönünüz?

İnsan ilişkilerinde en çok sevdiğim şey; karşılıklı dürüstlük ve samimiyettir. En sevmediğim yönüm ise iftiralar karşısında sinirlenip, vitesten atmak... 


Bugüne kadar kaç tane kitap okudunuz, okuduğunuz bu kitaplardan en çok beğendiğiniz hangisi ve bu kitaptan almış olduğunuz bir mesajı bizimle paylaşır mısınız? 


Kitap okumayı severim. En son aldığım 2 Kitap; Joydeep Roy'un Marakeşin Masalcısı ( Çöle Açılan Kapı) ve Safiya Hüseyin'in ‘Bir Dilek Dile Gerçek Olsun.’
Bir kitaptan aldığım mesaj, insanların birbirine olan güvensizliklerini ortaya koyarken, bir diğerinde ise Sevgi ve aşkla çalışmanın insanları nerelere taşıdığını anlatıyor.
Kitaplardan çok özellikle birçok yerel ve yaygın medyada yazarlık yapan aydınlarımızın yazılarını da takip ediyorum. 

 

En sevdiğiniz şiir ve bir bölümü?

Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘Memleket İsterim’ şiirini her okuduğumda o şiirin içinde verilen mesajlara ne kadar anlamlı olduğunu ve hasret duyduğumu anlıyorum. 

 Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
 
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
 
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
 
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

 

Kürt Müziği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kürt müziğinde yer alan ezgilere bayılıyorum. Çünkü Kürt müziği gerçek hayattan kesitleri anlatan ve Kürt halkının yıllarca zulüm ve eziyet gördüğü yaşanmışları notalara döküldüğünü görüyoruz. 
Bunun yanı sıra Kürtçe halay ve diğer hareketli Kürtçe pop müzikleri de düğünlerimizin vazgeçilmezleri arasında.  

 

Mesleğinizden memnun musunuz, tekrar bir meslek seçecek olursanız hangi mesleği seçersiniz?

Gazetecilik, özellikle bölgemizde çok zor bir meslek. Bütün bu zorluklara rağmen bu görevi hakkıyla yapmaya büyük çaba sarf ediyorum. Yeni bir meslek seçecek olsaydım, yaşlanmamak kaydıyla hep spor camiasında olmak isterdim!

 

Zenginlik ve fakirlik kavramları size neyi çağrıştırır?

Gönül zenginliği ile maddi zenginliği ayırmak lazım. Ben kişisel olarak gönül zenginliğini her zaman maddi zenginliğe tercih etmişimdir. Çünkü maddi zenginlik gelip geçicidir; ama gönül zenginliği insanlar arasında ebediyete kadar devam edecek bulunmaz bir hazinedir. Ben de insanların bu hazinesinde yer almak istiyorum. 
Fakirlik ise dilenmek yada ajitasyon yapmak değildir. Doğrusu ben hem zenginliği hem de fakirliği yaşamış biriyim. Her iki durumda da hep Rabbime şükretmesini bildim. Çünkü hiçbir fakirlik, Peygamber efendimiz Hz. Muhammed( S.A.S) yaşadığı zorluklardan daha kötü değildir.   Ben fakirliği de maddi zenginliği de Allah’ın insanlara imtihanı olarak değerlendiriyorum.   

 

Elinizde sihirli bir değnek ve bu değneği üç kez kullanma hakkınız olsaydı; neler yapmak isterdiniz?

Öyle bir imkanım olsa, Birinci hakkımı tüm dünyada var olan savaşların bitmesine, ikincisini tüm hastaların iyileşmesine, üçüncüsünü ise ceza evinde bulunan tüm mahkumların özgürlüklerine kavuşmasına kullanırdım. 

 

Batman sizin için ne ifade ediyor? Bize çocukluğunuzun Batman'ını anlatır mısınız?

Doğup büyüdüğüm yer Batman… Batman benim için hayatımın her anına tanıklık eden bir yer. İl dışına çıktığımda Batman'a olan hasretimin ve özlemimin Kabardağı yer Batman…  Kısaca Batman geçmiş yıllardan beri gelen bütün olumsuz gelişmelere rağmen, kötü hatıraları çok daha fazla olmasına rağmen gerçekten benim asla vazgeçemediğim bir yer.
Çocukluğumun Batman'ını doğrusunu söylemek gerekirse anlatmak istemiyorum. Çünkü Batman alt yapısı olmayan, mahallemizin çamur, toz ve çöp deryasından geçemediği bir yerdi. En güzel oyun alanımız, sanat okulun arka bahçesinde bulunan toprak sahada maç yada antrenman yapmaktı.
Şimdi Batman belki çok hızlı ve modern bir şehir gibi algılanıyor ama aslında bunun böyle olmadığını, sadece hızla çarpık bir kentleşmeye doğru ilerlediğini görüyoruz. Batman için köy kent diyenleri eleştirmemek lazım. Çünkü bu ilin 30 yıl önce de iluh deresi sorunu vardı şimdi de var, eskiden de alt yapı, kanalizasyon, çöp sorunu vardı, şimdi de var…


Batmanın sorunları var mı, varsa en önemli gördüğünüz sorunlar nelerdir?

Az önce de söyledim, Batman'ın gerçekten çok önemli sorunları var. En büyük sorun genç bir nüfusa sahip olmasına rağmen bu genç nüfustan istifade edememek. İşsizlik bu ilin en büyük sorunu. Sosyal ve kültürel etkinliklerin hemen hemen hiç olmayışı. Bireysel sorunlarımızın yanı sıra özellikle yerel yönetimin çok ciddi değişim ve dönüşüm projeleri üretmesi lazım. 
Batmanımızın eski mahallelerini kentsel dönüşüm kapsamına alarak modern ve yaşanılabilir bir yaşam kalitesine çıkarmak lazım. Batman'ın İluh Deresi gibi kanayan bir sorunu var. İmar konusunda çok ciddi sıkıntıları var. 
Batman maalesef gittikçe sıkışan ve nefes alamaz bir kent haline dönüşmüş durumda. Mutlak suretle ilimizi yöneten yerel bürokratlar ile siyasilerimiz güç birliği yaparak Batman'ı hak ettiği yere ve Batmanlıları yaşam kalitesini yükseltecek adımlar atması gerektiğini düşünüyorum. 

 

Hayal ettiğiniz bir Batman var mı; varsa nasıl bir hayal?

Aslında söyleyeceğim şey hayal değil, olabilirliği ve gerçekleşmesi mümkün. Şöyle ki; idolojileri bir kenara bırakıp, Halka hizmeti Hak’ka hizmet olarak gören bir kamu yönetimi ve siyasi birliktelik sağlanırsa, Batmanı çok kısa bir sürede hak ettiği yere taşıyabiliriz diye düşünüyorum. Özellikle ülke genelinde Batman lobisini güçlendirebilirsek, Batmanımızı kentleşmeden alt yapısına, spordan sanata kadar her alanda en üst seviyeye taşıyabiliriz. 

 

Size göre “Kürt Sorunu” nedir?

Kürt Sorunu yüz yıla yakın bu ülkenin en önemli sorunudur. Ülkeyi yöneten birçok iktidar yıllarca ırkçı ve kafatasçı zihniyetleri sayesinde hep Kürtleri yok saymış, dilini yasaklamış, müzik yapmasına müsaade etmemiş, kimliğini üçüncü sınıf vatandaşı olarak görmüş, işkenceler çektirmiş ve yeri geldiğinde devlet eliyle Kürtleri asit kuyularında katletmiştir.

Oysa ki Kürt halkı, bu ülkenin en asil, en insancıl, en misafirperver ve en samimi topluluğudur. Kürtlerin temel hak ve hürriyetleri konusunda meşru taleplerinin yerine getirmek, devleti yöneten hükümetlerin, asli görevidir. Ama maalesef 100 yıla yakındır devam eden Kürt sorunu, daha yeni yeni dikkate alınmaya başlandı ve çözüme yönelik politikalar üretilmeye başlandı. Bu geç kalınmış atılan adımlar Kürt halkının en makul, en meşru ve en masum talepleridir. İnşallah çok uzun yılların sorunu olan bu sorun, en kısa zamanda çözüme kavuşacaktır. 

 

“Kürt Sorununun” çözümü için ne yapılmalıdır?

Kürt Sorununun çözümü aslında güçlü bir iktidar ve güçlü bir kamuoyu desteğiyle çok hızlı bir şekilde çözüme kavuşabilir. Yeter ki ülkeyi yöneten iktidar ve sorunun muhatabı olan siyasi güç ile silahlı örgüt kararlı bir şekilde ve samimice, birbirlerine güvenerek masada bir araya gelebilsinler. 
Üzülerek ifade etmeliyim ki, Çözüm sürecini birbirlerine şantaj aracı olarak kullanan mevcut muhataplar, bu sorunu çözmekten bayağı uzaklaştılar.
Halkın istek ve taleplerini dikkate almayan ne bir iktidar, ne bir Kürt siyasi hareketi, ne de örgüt asla ayakta duramaz. 
Halk Barış istiyor, kardeşlik istiyor, huzur istiyor, güvenli bir ortam istiyor. Eğer halkın bu isteklerini olayın muhatapları görmezden geliyor ve yok sayıyorsa kaybeden halk değil, bu halkı yönetmeye talip olanlar olacaktır. 

 

Aristo insan tanımında “insan politik bir hayvandır” derken Descartes “insan düşünen bir varlıktır” der. İbniHaldun ise; “insan geleneklerin ve alışkanlığın çocuğudur” der. Siz, İnsan tanımlaması yapacak olsanız İnsanı nasıl tanımlarsınız?


İnsan, Yüce Yaradan’ımız Allah’ın yarattığı en kutsal varlıktır. Ama iyi insan ve kötü insan her zaman var olmuştur. Allah bizi her zaman iyi kullarından eylesin. 

 

Günümüz Türkiye’sinde birey gerçekten “ben kendimim” diyebiliyor mu, örneğin hiç tereddütsüz kendiniz olabiliyor musunuz?

Zor bir soru ama bence Hayır. Çünkü yaşadığımız coğrafyada insanların kendini ben şu düşüncedeyim, ya da şu partiyi destekliyorum diyebilecek ne bir demokratik ortam var, ne de bunu anlayışla karşılayacak karşıt bir görüş...

 

En çok özgürlüğünüzü mü yoksa güvenliğinizi mi düşünürsünüz? Neden?

Hem özgür hem de güvenli olmak bu ülkede çok rahatlıkla yapabileceğimiz kavramlar değil, itiraf ediyorum bu ikisi birlikte bize biraz lüks geliyor. Özgürlüğü hepimiz savunuruz; ama özgürlüğün de bir sınırı olmalı. Güvenlik sorunu zaten bu bölgede çok sıkıntılı. Her ikisini de isterim; ama bence bu süreçte güvenlik özgürlükten daha ağır basıyor. 

 

Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olması gerektiğine katılıyor musunuz?

Bu laik bir söylem ve Cumhuriyetin temel ilkelerinden biri. Bence de kesinlikle devlet ile din işleri farklı olmalı, din işleri bağımsız olmalı. Her inançtan insanların inançlarını özgürce ve imkanlar sağlanarak yerine getirilmesini düşünüyorum. Nasıl ki kimlik siyasetini yanlış buluyorsam, dinin de siyasete alet edilmesini doğru bulmuyorum. 

 

Günümüz gençliğini maneviyat açısından nasıl görüyorsunuz?

Maalesef yeni nesil gençlerimiz, dinimizle ilgili ve manevi yaşamla ilgili pek de bilgi sahibi olmadıklarını üzülerek görüyorum. Özellikle teknolojinin ilerlemesiyle birlikte aile içerisinde ve çocuklarımız üzerinde dini maneviyatımızın her geçen gün zayıfladığını gözlemliyorum. Başta anne ve babalar olmak üzere mutlak suretle çocuklarımıza zaman ayırmalarını, dini sohbetler yapmalarını, camii alışkanlığını aşılamalarını, örf, adet ve geleneklerimizi çocuklarımıza unutturmamaları gerektiğini belirtmek istiyorum. Aksi takdirde hepimizin çocuklarının geleceğini çok tehlikeli günler bekliyor.  

 

Kıyamete 24 saat kaldığını bilseydiniz bu saatlerinizi nasıl geçirirdiniz?

Elbet bir gün bu dünyadan göçüp gideceğiz. Keşke böyle bir imkan da olsaydı ama bilsem 24 saat sonra kıyametin kalkacağını, Önce tövbe eder, üzerimde hakları olan kişilerden helallik ister, kalan zamanımı da dua ve ibadetle geçirirdim. 


Mansur Obut: Soru sorma hakkımı kullanıyorum; Siz Batman basınında önemli bir şahsiyete sahipsiniz. Siz Batman basın camiasını nasıl görüyorsunuz? Bir basın mensubu olarak Batman medyasının yerel sorunları yeteri kadar cesur bir şekilde gündeme taşıdıklarına inanıyor musunuz?

Ferit Tunç: Değerli meslektaşım öncelikle sorularıma verdiğiniz cevaplar için teşekkürler. Cevabınıza gelirsek, Batman Basını gündem oluşturmada oldukça başarılı ve yeri geldiğinde aynı şekilde yönlendirmede de ustalığını konuşturuyor. Ama açık ve net bir şekilde belirtmeliyim ki basınımız yerel sorunları yeterince cesur bir şekilde gündeme taşımıyor veya taşıyamıyor. Ve yine üzülerek söylüyorum; basınımız toplumdan daha çok kendi menfaatini ön planda tutuyor, maalesef toplumu ilgilendiren bir olay kendisinin menfaatine ters ise veya menfaatini olumsuz etkiliyorsa gündeme taşımayı unutuyor ve hata gündeme gelinmesine engel olunuyor. Umut ediyorum, bir gün gelir gündem oluşturmada ve yönlendirmede başarılı olan basınımız tam manasıyla cesaretini konuşturup yerel sorunları gündeme taşır ve kendi menfaatinden ziyade toplumun menfaatine öncelik verir. 

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
2277 gün önce
2502 gün önce
2697 gün önce
2797 gün önce
2856 gün önce
3080 gün önce
3157 gün önce
3220 gün önce
3409 gün önce
3421 gün önce
3444 gün önce
3496 gün önce
3533 gün önce
3534 gün önce
3556 gün önce
3621 gün önce
3719 gün önce




bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=